Roma İmparatorluğu Egemenliği Altında Dört İncil’in Yazılışı’nın Tarihsel Süreci-4

3. Roma’nın Hristiyanlığa Etkisi
Hıristiyanların Konstantin1 öncesi durumu üç aşamaya ayrılmaktadır. Birinci dönem İmparator Neron döneminde başlayan işkence dönemi. İkinci dönem ise Nerondan itibaren başlayıp Decius ile sona eren dönemdir. Üçüncü dönem ise Dioclation’un başlattığı büyük işkence dönemidir. Neron döneminde Petrul ve Pavlus’un öldürüldüğü öne sürülür. Bu süre zarfında başa geçen imparatorlardan hoşgörülü olan İmparatorlar olduğu gibi son derece acımasız imparatorlarda olmuştur. Üçüncü dönemde işkenceler had safhaya ulaşmış ve bu dönem 312 yılında son bulmuştur.2
Konstantin, Licinius ile savaşmış ve sonucunda başarı elde etmiştir. Kendi egemenliğinde olan yerlerde Hristiyanlara özgür bir şekilde dinini yaşamalarına ve yaymalarına izin veren Konstantin daha sonra Milan fermanı ile Roma’nın resmi dinleri arasına dahil etmiştir. Yıkılan kiliseler onarılmış, piskoposlara çok önemli ayrıcalıklar vermiştir. Konstantin Hıristiyanlığa tanıdığı ayrıcalıklar neticesinde Roma da halkın neredeyse pagan olduğundan dolayı Hristiyanlar için Konstatinapol’ü inşa etmiştir.3 Yani Roma İmparator Konstantin ile sadece Hristiyanlığı resmi bir din haline getirmiştir. Hristiyanlık Roma içerisinde her yerde zuhur etmiş ve devletin bekası için İmparator tarafından kabul edilmiştir. Fakat biz burada konumuzu sadece Hristiyanlığın ilk döneminde yazılan İnciller’e etkilerin ne olduğu konusunda araştırma yapmamız olduğundan dolayı, konuya sadık kalacağız.
Pavlus ile ilgili, onun bir Roma vatandaşı olduğu ve Gnostik-Helen kültürü içerisinde yetiştiği üzerinde durduk. Roma’nın Hristiyanlık kutsal kitabının üzerinde ki en büyük etkisi Pavlus’tur. İki yazılan metinler Pavlus’un mektuplarıdır. Daha sonra ki yıllarda yazılan İnciller ve Rasullerin İşleri bölümü de Roma egemenliği altında kaleme alınmıştır. Roma egemenliğinin etkisi ve dine mensup olmaya başlayan kişilerin Roma vatandaşı olan paganların da çok büyük etkisi bulunmaktadır. Ayrıca Hıristiyanlığın doğduğu ve yayıldığı çağ “ çok sayıda insanın yerlerinden ve yurtlarından edildiği bir çağdı. Küçük şehir devletleri geniş bir imparatorluğun içinde kısmen kaynamıştı… ve eski sosyal ve siyasi gruplaşmalar ya zayıflamış ya da ortadan kalkmıştı.4 Hıristiyanlık en çok, “ atalarından kalma çevrelerinden zorla veya kendi istekleriyle koparılmış, kimisi köle, kimisi kölelikten azat edilmiş ve kimisi tüccar olan, köklerinden edilmiş binlerce kişinin” yaşadığı bir şehirlerde yayılmıştır.5 Fakat Hıristiyanlar, Yahudiler arasında pek bir yayılma başarısına ulaşamamıştır. Bu başarısızlığın nedeni, gerek Filistin’de yaşayan gerekse dünyanın her tarafında yayılmış bulunan Yahudilerin cemaat birliğiydi belkide.6
Hıristiyanlığın Filistin’de meydana geldiği süre içerisinde, Yahudilikte bir taraftan hayatın her noktasını ele geçirmiş olan şeriatın kamikleştiği, öbür taraftan avamın, Romalı Müstevlilerin tazyiki altında bir mesihi kralın ortaya çıkacağı ve onun zamanların sonunda husule gelecek sosyal ve siyasi devrimini beklediği görünmektedir. Roma egemenliği içerisinde gelişen ve Yahudi toplumu içinde bulunan Hıristiyanlık, yalnız Yahudiliğin ananelerini bulundurmamış, bilakis Helenistik-Gnostik dinlerin etkisi altında inkişaf eden bir dindir.7
Bu ortamda gelişen Hıristiyanlık, yalnız Yahudiliğin ananelerini tevarüs eden bir teşekkül değil aynı zamanda Helenistik-Gnostik dinlerin tesirleri altında zuhur eden bir dindir. En mühim temeli, İsrail peygamberlerinin dinidir, yani o adamların dini ki, yorulmadan, bıkmadan, Allah ve komşu sevgisinin, Allah’ın emir ve irade ettiği en önemli şey olduğunu bildirmişlerdir.8
Pagan olan Roma İmparatorluğunda yaşayan toplum Yunan kralı olan, tarihte büyük lakabı ile bilinen İskender adlı kralın gerçekleştirdiği eğitim serüveni gerçekleşmiştir. Helenistik kültürden ortaya çıkan bu akımdan tahmini olarak 110 yıl sonra devam edip egemenliği altındaki Filistin menşeili olan inanç Hıristiyanlık kutsal kitabı, Yuhanna İncil’inde etkisini göstermiştir. İnciller arasında en geç dönemde, Hıristiyan teolojisini şekillendirmiş olduğu bir ortamda derlenen Yuhanna’nın, Hıristiyan akidesine yerleşen ilahi oğul İsa Mesih inancını yansıtmasından kaynaklanmaktadır. Dönüşümün bu yönü, yaratıcı ve bedenleşen kelam ve kurtarıcı Mesih öğretilerinin savunulmasında baştan sona Yuhanna İncili’ne egemen olan Helenistik/gnostik felsefi temada da gözlenebilir.9
Hıristiyanların Yahudilerden ayrı bir kutsal metin arayışı, muhtemelen Mabed’in ikinci kez Roma imparatoru Titus zamanında 70 yılında yıkılması ile birlikte başladı. Çünkü M.Ö. 66 yılında, Yahudilerin Romalıları karşı başlattıkları isyanın bir sonucu olarak Kudüs’ün kuşatıldı ve Yahudilerin yenilgisi ile sonuçlandı. Romalılar Hıristiyanları kökenlerinden dolayı Yahudi muamelesi yapmıştır.10 Yahudiler ise savaşta kendilerinin tarafında olmayan Hıristiyanları kendilerinden saymamış buna uygun olarak da onları dışlamışlardır. Bu iki arada bir derede kalmadır ki, aslında o zamana kadar Yahudi dini hareketleri içinde bir hareket olarak varlığını devam ettiren Hıristiyanların Yahudilikten ayrı bir din, Hıristiyanlık olarak ortaya çıkışının başlangıç noktasını oluşturur. Hıristiyanların bugün bilinen İncilleri kaleme alınma tarihleri M.S. 70 ve sonrası oluşu da, İncilerin kaleme alınma sürecinin bu ayrılık sonrasında başladığının en önemli göstergelerinden biridir.11
Sayıları çok az olan bir kısım Hıristiyanlar için İsa, “Rab” idi. Bu kelime, doğu Akdeniz topraklarının kült ilahları için sürekli olarak kullanılan bir sıfat idi. Bu topraklar da yaşayan insanlar, Yunan felsefesinin, Roma hukukunun, sır kültlerinin, doğu büyüsünün ve astral bilimin etkilediği insanlardı. Onlar bu arka planlarında ki birikimleri, havariler tarafından aktarılan ve aslında İbrani bir inanç olan İsa Mesih’e inançla aynı yerde birleştirmeye çalıştılar. Çünkü artık Hıristiyan liderler, Yahudi geleneği içinde yetişmiş insanlardan oluşmamaktaydı Bu yaklaşım tarzı ile birlikte, Hıristiyanların yaşam biçimleri ve inançların belirtme şekillerini değiştirdi. Erken dönem Yahudi-Hıristiyan cemaatin özellikle devam ettirmeye çalıştığı Yasa’nın, hayvan kurbanının, sünnetin ve Cumartesi yasağının yerine getirilmesi uygulanması ortadan kaldırılmıştır. Hıristiyanlığı, Helenistik entelektüel ortamda yaşatmak isteyen hareketler, Hıristiyan mirasının açık bir şekilde Yahudi inanç, kültür, yasasının ortadan kalkması ya da değiştirilmesi hususunda önemli bir rol oynamışlardır.12
DİPNOTLAR
- Konstantin: 306-337’de Roma imparatoru olan, 317’de umumi din serbestliğini ilan eden ve biraz sonra Hristiyanlığa devletinde en mühim yeri veren, hükümdar. (bknz. Schimmel, “Dinler Tarihine Giriş” s.220)
- Yusuf Kaymaz, Konstantin ve Hristiyanlık, (Sakarya: Sakarya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2014) s.12.
- Kaymaz, Konstantin ve Hıristiyanlık, s.213 *Kökleşmiş pagan geleneğini bir anda değiştirmek gerçekten de pek akıllıca bir iş olmadığı için Konstantin tedrici bir yol izlemiştir. Bunun sonucunda Hıristiyan iman esasları pagan inançlarından etkilenmiştir. Konsiller toplanmış ve Konstantin başta olmak üzere diğer imparatorlar da bu meclisleri takipte bulunmuşlardır. Bunun sonucunda Hıristiyan kredosuna İsa’nın tanrılığı ve daha sonra İsa’nın annesi Meryem’in Teotokos olduğu kabul edilmiştir.(bknz. Kaymaz, Konstantin ve Hıristiyanlık, s.213)
- Hoffer, Eric, “Kesin İnançlılar”, Çev. Erkıl Günur, Olvido Kitap, İstanbul, 2019, s.61
- Hoffer, “Kesin İnançlılar”, s.61.
- Hoffer, “Kesin İnançlılar”, s.63
- Schimmel, Annemarie, “Dinler Tarihine Giriş”, haz. Recep Kibar, Külliyat Yayınlar, İstanbul 2017, s.157
- Schimmel, “Dinler Tarihine Giriş”,s.157
- Gündüz, “Hıristiyanlık” , s.80
- Aydın, Hıristiyanlık, s.36
- Armstrong,Karen, “İncil”, Çev. Ilgın Yıldız, Versus Yayınları, İstanbul 2008, s.58
- Aydın, Hıristiyanlık, s.4
KAYNAKÇA
- Armstrong,Karen, “İncil”, Çev. Ilgın Yıldız, Versus Yayınları, İstanbul 2008
- Aydın, Fuat, Hıristiyanlık, Sakarya 2015
- Gündüz, Şinasi, Hırisiyanlık, İsam Yayınları, Ankara 2019
- Hoffer, Eric, “Kesin İnançlılar”, Çev. Erkıl Günur, Olvido Kitap, İstanbul, 2019
- Schimmel, Annemarie, “Dinler Tarihine Giriş”, haz. Recep Kibar, Külliyat Yayınlar, İstanbul 2017,
- Yusuf Kaymaz, Konstantin ve Hıristiyanlık, (Sakarya: Sakarya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2014)