Roma İmparatorluğu Egemenliği Altında Dört İncil’in Yazılışı’nın Tarihsel Süreci
ÖZET
M.Ö. 6 ile 4 yılları arasında, bugün ki Filistin ve İsrail devletlerinin bulunduğu Yahudi toprakları Roma İmparatorluğunun egemenliğinde bulunmuştur. Bu egemenlik süresi içerisinde Yahudi toplumunun bir mesih beklentisi bulunmaktadır. Bu bekleyiş asıl olarak dini değil siyasi ve sosyal bir bekleyiştir. Hz. Musa ile gelen Tevrat’ı uygulayacak bir peygamber mesihtir. Beklenen mesih Davut’un soyundandır. Bu mesih M.Ö. 4 ile 2. Yılları arasında gelen Hz. İsa olduğu ileri sürülür. Hz. İsa’nın Filistin topraklarında doğduğu ileri sürülür. Hz. İsa, Musa şeriatı üzerine hüküm sürmüş fakat kendisinin ölümünden yaklaşık 30 yıl sonra ortaya kutsal kitap külliyatı çıkmak zorunda kalmıştır. Yahudilerin ve Romalıların baskıları sonucu dini bilenlerin azalması asıl sorun değildir. Yapılan bu baskılara rağmen artan Hıristiyan nüfusunun bir kutsal kitaba ihtiyaç duymasından kaynaklanmakta ve siyasi sonuçlar içermektedir. Bu metinde Kutsal Kitap içerisinde bulunan 4 Kanonik İncil üzerinde bulunulacak ve ayrıca yer yer apokrif (Barnaba ve Tomas) İncillere de yer verilecektir. İnciller ayrı başlıklar halinde işlenirken, kişi görüşlerine yer verilecektir.
GİRİŞ
İnsan ırkının var oluşundan günümüze deyin, insanlık birçok din ile karşı karşıya kalmıştır. Bu dinlerin bir kısmı literatürde monoteist1 geri kalan kısmı ise politeist2 olarak var ola gelmiştir. Bu dinlerin sınıflandırmalarını Dinler Tarihi araştırıcıları farklı şekillerde sınıflandırmıştır. Bu sınıflandırmalar; yaratıcı tarafından vahiy ile geldiği söylenen ve insanlar tarafından yazıldığı iddia edilen dinler; müntesibi günümüze ulaşan dinler ve ulaşmayan dinler; kutsal kitapları günümüze ulaşan dinler 3 ve ulaşmayan vs. şeklinde birçok sınıflandırması vardır. Günümüze mensubu ulaşmasa da kutsal kitabı ulaşan bulunmakla birlikte bazı dinlerin müntesibi kutsal kitabının günümüze ulaşması ile birlikte mensubu yok olma durumuna gelmiştir. 4 Bizim burada işleyeceğimiz konu olan, Hıristiyanlık inancının Kutsal Kitap külliyatı içerisinde bulunan İncillerdir.
Roma İmparatorluğu hakimiyeti altında bulunan Yahudi toprakları ve toplumu içerisinde Hıristiyanlık inancı gelişmiştir. Biz burada bu konuyu işlerken hermenötik yaklaşımı kullanacağız. Roma İmparatorluğunun belirtmemizin asıl sebebi hiçbir toplum egemenliği altında bulunduğu toplum ile etkileşim halinde bulunmadan barınamaz. Bu etkileşim birkaç şekilde olabilir. Örneğin; kütürel, ekonomik, siyasi, dini vs. etkileşimlerde bulunmamış olamaz ki bu toplum işgal altında olmasa dahi komşusu olan veya ticaret yaptığı toplumlar içerisinde bu etkileşimler aynı oranda olmasa dahi bulunmaktadır.
Tarih boyunca insanlık birçok ünlü sima yetiştirmiştir. Bu insanlar kahramanlar, liderleri önderler, dâhiler, sanatkarlar, peygamberler, hikmet sahipleri, mucitler vs. bu özelliklere sahip birçok insan günümüze kadar bir şekilde adı, namı veya efsanesi gelmiştir. Bu şahsiyetlerden birisi olan Hz. İsa5 doktrinleri ve mesih doktrini üzerinde dururken Roma İmparatorluğu egemenliği altında İncillerin yazılış tarihlerini, hangi ortamlarda, kim tarafından ve neden yazıldıklarını inceleyeceğiz. Yeni Ahit metinlerinde İsa hakkında bilgi veren en erken kaynak Pavlus’tur. 6 Pavlus Hıristiyanlık inancı üzerinde oldukça etkili olan bir kişidir. Hıristiyan inancına Mesih inancının girmesi onun Mektupları etkili olmuştur.
Pagan 7 Roma’nın egemenliği altında olan Yahudi halkının çektiği büyük sıkıntılar üzerine bir kurtarıcı Mesih’in gelmesi beklenmektedir. Toplum kendilerine göre inançsız olduğu düşündükleri Pagan Roma düzeninden bıkmış ve tarihin çoğu safhasında çoğu dinde ( Budizm, İslam, Zerdüştlük vs.) olduğu gibi bir Mesih bekleme süreci içerisine girmiştir. Mesih’in üzerinde taşıdığı özellik ise sadece bir kral olduğuna inanılan Davut’un soyundan gelecek bir kurtarıcı erkektir. Bu soya mutabık olan kişi ise Beytlehem’in Nasıra kasabasında annesinin bakire olduğuna inanılan İsa’dır.
DİPNOTLAR
- *“Mesihçi” anlamına gelen hıristiyan teriminin, bu dinin bağlıları için kullanılışının Hz. İsa sonrası olduğu kesindir. Resullerin İşleri kitabında Luka, bu terimin ilk defa yaklaşık milattan sonra 50 yılında Antakya’da kulanılmış olduğunu söylemektedir. (bknz. Gündüz, Şinasi, Hırisiyanlık, İsam Yayınları, Ankara 2019, s.15)
- Maniheizm
- Zerdüştilik
- Nasıralı Meryem’in oğlu. Rumi takvime göre 749’da dünyaya gelmiş, M.S. 30’da çarmıha gerilmiştir. Hıristiyanlara göre Allah’ın oğlu, Müslümanlara göreyse Allah’ın insanlara gönderdiği büyük peygamberlerden biridir. İncil’e göre İmparator Heredius zamanında Ruhu’l-kudüs tarafından Beyt Lehem’de hamile bırakılan Bakire Meryem’den dünyaya gelmiştir. İmparator tahtını ve saltanatını tehlikede gördüğü için İsa’nın doğumundan önce dünyaya gelecek tüm erkek çocukların öldürülmesini emretmiş, İsa’nın annesi bu tehlikelerden Allah tarafından koruma altına alınıp Yusuf-ı Neccar tarafından Filistin’den Mısır’a götürülmüştür. (bknz. Yıldırım, Nimet, Fars Mitoloji Sözlüğü, Kabalcı Yayınları, İstanbul 2006, s.420)
- Gündüz, Şinasi, Hırisiyanlık, İsam Yayınları, Ankara 2019, s.29.
KAYNAKÇA
- Gündüz, Şinasi, Hırisiyanlık, İsam Yayınları, Ankara 2019
- Yıldırım, Nimet, Fars Mitoloji Sözlüğü, Kabalcı Yayınları, İstanbul 2006,