Rêya dirêj u bê ragîhiştin Derîyê dil girtiye qey tû...
BUYURUN BURADAN YAKABİLİRSİNİZ
Susuz bir yalnızlığa açılan sırma saçlı yalnızlığımdır burası… Uçuruma kadardır yolculuğum, terk edildim kayalıkların ortasında… Kaygılar doldurdum omuzlarıma… El sallamak çocuklara güzeldir, dur sakın zorlama parmaklarını… Rüzgar değerse incinir damarların.. Kocaman bir dağ koşarken şehirli kovalıyor garipleri, burası çöl değildir kılıçların vasiyetidir acımsı ve boğunç… Dürbünden kalbe damlatılıyor sızı, birazdan mutlak bir inanç mağaraya iner… Neşteri paslanmış hakikatin, zincirlere vurulmuş morluklarıdır eminlik hasreti… Yutkunmak Hüseyin'i utançtır… Ve kentli bir çocuk dumandan boğulur, Kurtarın yüreğimizi… Okyanus mazlum yutar, yat'ları omuz üstünde gezdirirken utanmaz petrol rafineri… Dağlar denize paralel dediler, fıkıha aykırıdır örgülü çimenlerin zehirli bitkileri… Tefekkür kelimelerde anlaşılmaz, tut ellerimden yalnızlığım uçurumu selamlayalım… Tut ki fırlasın damarlarımdan kan, yoğun bakım ünitelerinde ki mağdur edilmiş sevdalara… Papatyalar fabrika atıklarında evlat öldürürler.. Çoğu zaman sevmiyordur elimizde kalan son tane, Bileklerimi ısırırcasına vardiyama köle ediyorum! Buyurun buradan yakabilirsiniz beni… Papatyamın varisi olmak için türbedarlarda sabahlar bütün cinnetlerim… Kaldırın beni acılarım üşüyor, kaldırın beni acılarım ölüyor… Üzerime üzerime geliyor fabrika kokusu, ölümüm bile dolar endeksli.. Allah'ım affet, dağların denize paralel olduğunu önceden söylemediler
BU ALANA REKLAM VEREBİLİRSİNİZ
Muhammed Emin Toprak
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM