GENÇLİK NEREYE GELİYOR?

Küçüklüğümüzden beri kulaklarımız alışıktı “Gençlik nereye gidiyor?” sorusuna ama bu defa “Gençlik nereye geliyor?” sorusu ile karşılaştık ama olsun çok da değişen bir durum yok çünkü konu yine gençlik ve akıbeti. Aslında o kadar önemli bir konu ki insanın sayfalarca yazı yazması, saatlerce konuşması yerine gidip bilinçli olarak sokaklara, cafelere, oyun salonlarına bir göz atması her şeyden daha açıklayıcı olacaktır. Çünkü saydığım mekânların neredeyse tamamının içi gençlerle dolu üstelik her saat ve her dakika. Medreselerden, camilerden ve mekteplerden çıkmayan bir gençlikten; cafe, oyun salonları, eğlence merkezleri ve sokaklardan evlerine giremeyen bir gençliğe… Kendi köklerinden, kendi geleneklerinden ve kendi dininden kopuk bir gençliğin akıbetinin ne olacağını elbette ki bilinçli insanlar görüyor veyahut hissediyorlar. Yani şuan bile annesi ve babası ile arkadaşları gibi konuşan ve arkadaşlarına karşı davranıyormuş gibi davranan gençlerin topluma karşı saygılı olması beklenilir mi? İşte böyle bir gençlik tam da şuan ki çağımızda mevcut. Bunun çok değil 5-10 yıl sonrasını düşündüğümüzde durumun vahametini başımıza taşların yağdığını görünce göreceğiz işte o gün de iş işten geçmiş olacak ki böyle bir neslin olmasını isteyenler de amaçlarına ulaşmış olacak. Tam da bunun için bu gençlere sahip çıkmak onları topluma kazandırmak ve onları tekrardan köklerine bağlamak hepimizin asli görevidir. Kim olduklarını, nereye gittiklerini ve ne yapacaklarını onlara iyi bir şekilde anlatmak gerek şayet böyle yitip giden bir gençlik geri kazanılmaz ise gelecekte hem bizleri hem devleti hem de toplumu çok büyük felaketler beklemiş olacaktır.

Hep büyüklerimizden duyardık ya “Fatihin İstanbul’u fethettiği yaştasın.” Bu cümle neredeyse hepimizin kulaklarının aşina olduğu bir klişedir ancak durum hayal edildiği veya sanıldığı gibi değil. Kendini geliştirmek, alanında gidebildiği kadar iyi yerlere gitmeyi hedefleyen gençler de elbette var ancak onların diğer gençler gibi eğlence yerlerine verecek paraları ve zamanları yok ve üstelik bunlar da her şeyin farkındalar ancak ellerinden yapacak bir şey de gelmiyor. Kendini dünyaya açacak, yeni kültürler, yeni diller öğrenecek böylesi iradeli gençlere de sahip çıkan camialar da yok. Böyle gençlerde yetişmediği vakit gençliğini zevk-ü sefa içinde geçirenlerle birlikte yitip gidiyorlar yani anlayacağımız kurunun yanında yaş da yanıyor. Bu gençlerdir ümmetin de devletinde de toplumun da umudu ki tabi o da bunlara sahip çıkılırsa şayet. Soruyorum size devletten aldığı cüzi miktar olan burs ile geçinen bir genç ne yapabilir ki? Kendisini dünyaya meydan okuyabilecek bir genç olarak nasıl yetiştirebilir hele ki maddiyatın bu kadar gerekli olduğu böylesi bir çağda.