Osmanlı Devleti’nde Uyuşturucu Maddelerin Üretim, Tüketim ve Sosyal Alanda Kullanımı #2
Giriş
Uyuşturucu maddeler kullanıldığında insana uyarıcı olarak etki eden, sinir sistemini zedeleyen, bedenen ve psikolojik açıdan insana bağımlılık yapan maddelerdir. Uyuşturucu kelimesi, köken itibariyle uyku halinden türetilmiş sözlükte uyuşturma etkisi gösteren maddelere verilen genel bir ad olarak karşımıza çıkar. Uyuşturucu maddeleri tanımlarken Latin dillerinde kullanılan hakeza gene uyku anlamına gelen ‘‘narke’’ sözcüğünden narkotik ifadesi kullanılmaktadır.[1]
Keyif verici maddelerin kullanımında oluşan bağımlılık seyri iki başlıkta izlenebilir. Bunlardan ilki olan: ‘‘Fiziksel Bağımlılık’’ bedenin alınan maddeye göre zamanla bağımlılık oluşturduğu ve maddenin alınmadığı zamanlarda yoksunluk hissi beliren bağımlılık. Diğeri ise: ‘‘Psikolojik Bağımlılık’’ ismi verilmiştir. Sürekli olarak kullanılan maddeye arzu etme ve maddeyi kullanımın kesilemeyeceğine inanma durumu. Maddenin tüketilmediği taktirde ortaya bazı psikolojik (sinir krizi ve anksiyete gibi) sebepler ortaya çıkar.[2]
Tıp dilinde, “psikoaktif” olarak adlandırılan ve bağımlılık yapan maddeler, tütün mamulleri ve alkollü içkilerin yanı sıra, uyuşturucu maddelerin insan vücudu üzerindeki etkilerine ve çeşitlerine göre sınıflandırılmıştır. Bu bağlamda, afyon ve türevleri, halüsinojen maddeler (esrar, LSD), uyarıcılar (kokain, amfetamin vb.), uyku ilaçları (barbitüratlar gibi) ve diğer yatıştırıcılar ile uçucu maddeler (tiner, yapıştırıcılar, çakmak gazları vb.) gibi uyuşturucu maddeler, tütün ve alkollü içkiler dışında kalanları kapsayan genel bir başlık altında toplanır. Ayrıca, uyuşturucular doğal olarak (esrar, eroin, kokain vb.) ve sentetik olarak (ecstasy, captagon, amfetamin, metamfetamin vb.) sınıflandırılabilir. Bu maddelerin kullanımıyla birlikte, etkileri ve zararları açısından farklılıklar bulunan davranış bozuklukları ortaya çıkabilir. Kullanıcılar zamanla maddenin etkisine tolerans geliştirebilir ve daha fazlasını isteme eğiliminde olabilir. Maddeden mahrum kaldıklarında ise çeşitli belirtiler ortaya çıkabilir, bunlar arasında çarpıntı, artan nabız, titreme, halüsinasyonlar ve bazı nörolojik bozukluklar yer alabilir. Bu maddelerin alım satımı genellikle kontrol altında tutulur veya yasaktır, bu nedenle piyasada yüksek fiyatlarla alınıp satılabilirler. Bağımlılar, hayatlarını bu maddeleri elde etme ve kullanma çevresinde şekillendirebilir, her şeylerini bu amaçla feda etme eğilimine girebilirler. Potansiyel suçlu haline gelerek her türlü suça sürüklenebilirler ve ruhsal, manevi çöküntünün yanı sıra bedensel hastalıklarla da karşılaşabilirler. [3]
Uyuşturucu maddeler Antikçağ uygarlıklarından beri özel olarak iki ana bitkiden elde edilir: haşhaş ve kenevir. Haşhaş kapsüllerinin çizilmesi elde edilen afyon maddesi çeşitli işlemler ile keyif verici bir madde haline gelir. Kenevir bitkisi, esrarın ham maddesidir. Bitkinin yaprakları, çiçekleri, sap ve tohumlarından oluşmaktadır. İşleniş ve kullanış bakımından farklı isimlerle anılır. Özellikle esrar günümüz terminolojisinde marijuana ve argoda ot adlarıyla bilinmektedir.[4] Haşhaş kelimesini farklı toplumlarda farklı isimlerle görülmektedir. Tarihsel dönemde ilkçağ uygarlıklarından Sümerler, Asurlular, Akatlar, Hititler, Mısır ve Çin gibi devletlerde bu tür maddelerin kullanıldığı ve isimlendirildiği bilinmektedir.[5]
Kenevir (cannabis) bitkisi birçok koşula çabucak uyum sağlayan farklı iklim koşullarında yetişebilen bir nebat olması sebebiyle dünyanın farklı bölgelerinde tarımı yapılabilmektedir. Sonbaharda hazırlanan toprağa, ilkbahar mevsiminde tohumlar ekilir bitki sararmaya başladığında elle veya makineyle hasadı yapılabilmektedir. Kenevir bitkisinin hammadde olarak değerlendirildiği alanların önemi günümüzde epeyce artmaktadır. Gıda sektöründe, kenevir tohumu, yağı ve ununun oluşturduğu bir alan gözlemekteyiz. Kenevir bitkisinin sapından elde edilen lifler aracılığıyla tekstil sanayisinde hammadde kaynağıdır. İnsanlığın bu bitkiyle yüzyıllardır şifa araması günümüz ilaç ve tıp sektöründe hala sürmektedir. Esrarın aktif bileşeni, kenevir bitkisinin çiçek durumları ve genç yapraklarında bulunan bir reçine içerisinde yer alır. Bu reçinedeki miktar, bitkinin kökenine ve yetiştiği çevreye bağlı olarak farklılık gösterebilir. Hindistan kökenli kenevirlerde reçine miktarı genellikle % 10 ila % 20 arasındadır. Avrupa ülkelerinde yetişen bitkiler ise genellikle % 5 (bazen % 1-2) oranında reçine taşır. Türkiye’de yetişen kenevirlerin ise Karadeniz bölgesi dışında ortalama olarak % 10 reçine içerdikleri belirlenmiştir.[6]
Haşhaş (Papaver somniferum L.) tarımsal üretimde stratejik bir mevkide bulunan bir bitkidir. Tarihsel süreçte haşhaş pek çok topluluk tarafından yetiştirilmiş ve ticareti yapılmıştır. Afyonun ham maddesi haşhaş kapsüllerinden elde edilir.[9] Yetişmiş haşhaş kapsüllerinden elde edilen afyon ilaç sanayisi başta olmak üzere çeşitli sanayi dallarında ve keyif verici madde olarak karşımıza çıkmaktadır. Bitkinin kapsülü, yağı ve tohumundan faydalanılır. Haşhaş kapsülünün içerisinde morfin gibi alkaloitler mevcuttur. Bu alkaloitler farklı coğrafyalarda yetiştirilen haşhaş bitkisinde farklılık gösterebilir. Haşhaş bitkisi toprak hususunda seçici bir bitki değildir özellikle ılıman iklimlerde ve yeterli güneş alması bitkinin olgunlaşmasına sebep kılar. Bu yüzden çeşitli coğrafyalarda haşhaş tarımı yapılabilmektedir. Anadolu’da haşhaş yetiştiriciliği insanlığın yerleşik hayata geçtiği döneme kadar uzandığı tahmin edilmektedir. İlk verilere M.Ö. II. binyılda Hitit tabletlerinde karşılaşmaktayız. Haşhaş ekimi gitgide civardaki bölgelere ve toplumlara yayılmış olmakla beraber Müslüman tacirler aracılığıyla Asya kıtasının derinliklerine gittiği düşünülmektedir.[10]
Günümüz Türkiye’sinde 1981 yılında Afyonkarahisar ilinin Boldavin ilçesinde haşhaş bitkisinin içerisinde bulunan alkaloitleri ayrıştırmak ve iç dış piyasaya yasal ihtiyacı karşılamak amacıyla Toprak Mahsülleri Ofisi içerisinde bir tesis kurulmuştur. Türkiye’de tek olan bu fabrika senelik yirmi bin ton haşhaş kapsülünü işleyerek, bu ürünlerin %95’ini ihraç etmektedir.[11]
[1] Tuncay Başoğlu, Uyuşturucu, İslam Ansiklopedisi, Cilt 42, TDV. Yayınları, İstanbul, 2012, s. 248-253. Güncel Türkçe Sözlük, ‘‘Uyuşturucu’’, https://sozluk.gov.tr/ Erişim Tarihi (19.03.2023)
[2]İ. Tayfun Uzbay, Madde Bağımlılığı. Bilim Teknik Dergisi. Nisan, 1996: ss. 20-26
[3] Tuncay Başoğlu, a.g.m., s. 249.
[4] Turhan Baytop, Esrar, İslam Ansiklopedisi, Cilt 11, TDV. Yayınları s. 431-432.
[5] Filiz Çolak, “Anadolu’da Afyon Ziraatı ve Ticaretine Dair İzlenimler”, The Journal of Academic Social Science Studies, VI/1, (Haziran 2013), s. 515.
[6] Güngör Yılmaz, Levent Yazici, ‘’Dünya’da Yükselen Değer; Endüstriyel Kenevir (Cannabis sative L.) Bozok Tarım ve Doğa Bilimleri Dergisi, Cilt 1, Sayı 1, Sayfa, 54-61. Turhan Baytop, Esrar, s. 432.
[7] Bu görsel https://indiabiodiversity.org/files-api/api/get/crop/observations//cf4183b8-c28e-4c59-9f5b-0f86f48125c6/749.jpg?h=500 (Erişim Tarihi 22.03.2023) buradan alınmıştır.
[8] Bu şekil Ahmet Onay, Hakan Yıldırım, Remzi Ekinci, Kenevir (Cannibas Sativa L), Palme Yayıncılık Sayfa, 66’dan alınmıştır.
[9]Nuran Taşlıgil, Güven Şahin, ‘’Tarihsel Süreçte Haşhaş (Papaver somniferum L.) ve Afyon’’, Tarih Okulu Dergisi, Sayı 34, Sayfa 163-165, Haziran 2018.
[10] Gökhan İpek, Neşet Arslan, ‘’Gıda Maddesi Olarak Haşhaş (Papaver somniferum L.) Tohumunun Değerlendirilmesi’’ Türk Bilimsel Derlemeler Dergisi, Cilt 5 Sayı 2 ss. 99-101, 2012.
[11] Mehmet Ali Özdemir, Mustafa Günay, ‘‘Bolvadin Kenti’nin Gelişiminde Coğrafi Koşulların Rolü’’, Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 7: Sayı 2 ss. 135-136. 2005.
[12] Bu görsel https://indiabiodiversity.org/species/show/230586 (Erişim Tarihi 22.03.2023) buradan alınmıştır.