Bir Gece Ansızın Gelen Şiir

Ulusların gözyaşı aksa ne olur
yarenimizi çarşının orta yerinde vurdular
param parça betonla
sabahın şafağı sökülürken
en zalim notadan dökülen bir ses güm!
Acziyetimiz at üstünde dört nala giderken insansız uçakların gölgesinde
nalımızda petrol kokusu
bastığımız yerlerde kürecik incirlik
kahrolsun perdesini çekmeyi unutmuş çarşamba sabahı.
Bir gece ansızın gelen şiir gibi hükümsüz
ve
acz
kınımızda oyuncaktan bir kılıç
yedirtmeyiz
haritamızın kalan yerlerini.
Mazlumların çağrı merkezinde
Kesintiye uğramış müslümanım
işime gelmiyor sonu hüsranla biten insanlığıma gelen son mesaj
bu yüzden tanımsız bir cisim gibiyim
alıştım artık suikasta kurban edilmeye.
Kredim gecikti
uykum geldi
hava çok sıcak
Mavi bir gemiden Marmara’ya dökülenler gibi serinlesem de
selamı okuyarak rahatlasalar tüyü bitlenmiş müslümanlar…