Roma İmparatorluğu Egemenliği Altında Dört İncil’in Yazılışı’nın Tarihsel Süreci-9
8.İncillerin Benzerlik Sebebi
Yapılan metin incelemelerinden hareketle Markos İncili’nin diğer iki İncil’in yazılmasına kaynaklık ettiği belirlenmiştir. Gerek Luka gerekse Matta İncilleri, adeta Markos İncili’ni temel alan birer nüsha görünümündedir. Araştırmacıları bu kanaate yönelten en önemli etkenin, diğer iki sinoptik İncil’e bakarak Markos İncilinin daha eski, kaba ve yalın anlatımıdır.1
İncillerin birbirine benzemelerinin nedeni olarak, kullandıkları müşterek kaynaktır denilir. Hem Luka, hem de Matta, Markos’un metnini kaynak olarak kullanmışlardır. Fakat bununla birlikte her İncil yazarı, kendi topladığı şahsi malzemeyi de İncilinde değerlendirmiştir. Böylece İnciller arasında ki farklılıklar ortaya çıkmıştır.2
9.İncillerin Benzerliklerinin Bulunduğu Kaynaklar
1830’larda Karl Lachmann ve Christian Wilke, Matta ile Luka İncilleri üzerinde yaptıkları araştırmalarda, bu İncillerinin Markos İncilini izledikleri durumlarda aralarında çarpıcı bir benzerlik olduğunu, Markos İncilinden ayrıldıkları noktalarda ise farklılıkların ortaya çıktığını vurgulayarak Markos’un diğer İncil metinlerinin temel kaynağı olduğunu belirtmişlerdir. Christian Weisse 1839’de Matta ve Luka’nın muhtemel kaynakları bağlamında “iki doküman hipotezini” ortaya attı. Cristian’a göre bu hipoterlerden ilki kaynakların birinin Markos olması ve diğeri ise İsa’nın deyişlerini ihtiva eden bir kaynaktı. Bu ikinci kaynağı da Q kısaltmasıyla ifade edilmiştir.3 Ayrıca bugün, Markos’un İncili’nin en eskisi olduğunu, Matta ve Luka hem bunun en eski şeklinde, hem de kaybolan Q denilen bir kaynaktan metinlerini aldıklarını söyleyebilir. Q bilhassa İsa’nın hikmet sözlerini ve yazılarını ihtiva eder.4
Q incili ile ilgili çalışmalar sonucunda Yeni Ahit uzmanları Matta ve Luka İncilleri üzerinde yaptıkları çalışmalardan hareketle Q’nun muhtemel bir metnini hazırlama girişimlerinden bulunmuşlardır. Matta ile Luka’nın Markus’tan farklı olarak içerdikleri birbirine paralel malzemenin muhtemel kaynağı olarak kabul edilen Q, tamamıyla hipotetik bir kaynaktır; Tomas incili gibi elimizde metin halinde nüshası bulunmamaktadır. Bununla birlikte Yeni Ahit uzmanları Matta ve Luka İncilleri üzerinde yaptıkları çalışmalarla Q’nun olası bir metinini oluşturma gayreti göstermişlerdir. Bu çerçevede “Q Kitabı” başlıklı yaklaşık 20 sayfalık bir metin oluşturulmuştur. Kitabın girişinde “Bunlar İsa’nın öğretileridir” ibaresi bulunmaktadır. Q tamamen İsa’nın mesajını ve vaazlarını konu edinmektedir.5
10.İncillerin Dilleri
Hz. İsa ve havarileri aslen Yahudi idiler. Hz. İsa’nın sözlerinden her biri orijinal şeklinde muhafaza edilmiş olsaydı, bunun Aramice olması lazım gelirdi. Fakat Yeni Abidin, Arami lisanında bir tek nüshası bile dünyada mevcut değildir. Varsa da sonradan Aramice’ye tercüme edilmiştir. Bulunan bütün eski nüshalar da Yunancadır. İbraniceye daha sonra tercüme edilmişlerdir. Hristiyan yazarlar, Hristiyanlığın bu ciddi kusurunun üzerini kapatmak için, Hz. İsa’nın yaşadığı ve dini yaydığı zamanda Yunancanın umumi olarak kullanıldığını ileri sürmüşlerdir. Ayrıca Roma İmparatorluğunun egemenliği altında gelişen bir dinin kutsal kitabını düşündüğümüzde Latince ve Yunanca ile yazılan Yeni Ahit nüshaları, Hristiyanlığın Roma ülkesine nüfuz etmeye başladığı ve Roma İmparatorluğunun hakim olduğu zamanlarda yazılmış olduğunu öne sürmemize olanak sağlar.6
İncillerdeki anlatılara ilişkin kaygılar hususunda vurgulanması gereken bir nokta da İncil metinlerinin gerek dil gerekse yansıttığı kültürel yapı yönünden İsa’dan ve İsa döneminden başka olmasıdır. Birçok araştırıcının da belirttiği gibi İsa’nın dilinin Aramca olması karşılık İncillerin dili Yunancadır. Bir diğer şekilde İsa, Lefernaum, Celile ve Nasıra gibi yerleşim merkezleriyle sınırlı olan ve daha ziyade kırsal alanı yansıtan bir kültürel yapıyı temsil ederken, İnciller diğer yerleri temsil etmektedir. Bu temsil edilen yerler; Antakya, Roma, Şam gibi dönemin önemli kültürel merkezlerinin kozmopolitan şehir kültürünü yansıtmaktadır.7
Pavlus, Aramca, “Rabbimiz gel” (Maranatha365 ) dua cümlesini, mektuplarında anlamını vermeden kullanır. Onun bu kullanımı, kelimenin kökenin Aramca konuşan Filistinliler ya da iki dili (Yunanca-Aramca) birden konuşan Antakyalı Yahudi Hıristiyanlara kadar giden bir tarihi geçmişe sahip olduğunun ve mektuplarını kaleme almadan önce Mesih’in Rab/kyrios olarak adlandırıldığını ve böyle kabul edildiğinin bir göstergesi olarak kabul edilebilir. Eğer Filistin Yahudileri İsa’yı sıradan bir Filistinli ölü olarak kabul etmiş olsalardı böyle bir düşünce ortaya çıkmazdı. Bu çağrının Aramca’ da muhafaza edilmesi ve Yunanca’ya tercüme edilmesi ilk dönem kilisede kyrios olarak ona verilen üstün yeri gösterir.8
İncil’in bugünkü muhteviyatını tarihi muamelelerin neticesi olarak kabul etmemiz gerekir. İsa Arami lisanı ile konuşmuştur; İncil metinleri, Yunanca yazılmıştır. En eski el yazmaları 3. Asırdır.9
DİPNOTLAR
- Gündüz, Pavlus Hıristiyanlığın Mimarı, s.56
- Aydın, Dinler Tarihine Giriş, s.231
- Gündüz, Pavlus Hıristiyanlığın Mimarı, s.56-57
- Schimmel, “Dinler Tarihine Giriş”,s.158
- Gündüz, Pavlus Hıristiyanlığın Mimarı, s.180
- Aydın, Dinler Tarihine Giriş, s.235-236
- Gündüz, Pavlus Hıristiyanlığın Mimarı, s.183
- Aydın, Pavlus Hıristiyanlığına Giriş, s.194
- Schimmel, “Dinler Tarihine Giriş”,s.158
KAYNAKÇA
- Aydın, Fuat, Pavlus Hıristiyanlığına Giriş, Eski Yeni Yayınları, İstanbul 2011
- Aydın, Mehmet, Dinler Tarihine Giriş, Din Bilimleri Yayınları, Konya, 2008.
- Gündüz, Şinasi, Pavlus Hıristiyanlığın Mimarı, MilelNihal Yayınları, İstanbul 2019
- Schimmel, Annemarie, “Dinler Tarihine Giriş”, haz. Recep Kibar, Külliyat Yayınlar, İstanbul 2017